Kat Mülkiyeti Kanunu’nun (KMK) 20. maddesi uyarınca gider ve avans payının tamamını ödemeyen kat maliki ödemede geciktiği günler için aylık yüzde beş hesabıyla gecikme tazminatı ödemekle yükümlü tutulmuştur. Bir başka ifadeyle genel giderlere katılım payını (aidat) ödemeyen ya da geç ödeyen kat malikinden gecikme tazminatı alınır. Peki bu tazminatlar kat malikleri açısından “gelir” sayılır mı ve gelir vergisinin konusuna girer mi? (www.situs.com.tr).(www.situs.com.tr)
KMK’nın 20. maddesi uyarınca genel giderlere katılım payları, ortak ihtiyaçların karşılanması için tahsil edilen bedellerdir. Bu bedeller Gelir Vergisi Kanunu (GVK) açısından gelir değildir. Çünkü GVK’nın ilk maddesi uyarınca gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tâbidir. Gelir bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır. Aynı Kanun’un 2. maddesine göre ise bir gerçek kişinin gelire giren kazanç ve iratları yedi gelir unsurundan oluşabilir. Söz konusu kazanç ve iratlar kapsamına girmeyen bir gelir için vergi ödenmesi söz konusu olmaz. Bahse konu gelir unsurları şunlardır: (www.situs.com.tr).
1. Ticarî kazançlar,
2. Ziraî kazançlar,
3. Ücretler,
4. Serbest meslek kazançları,
5. Gayrimenkul sermaye iratları,
6. Menkul sermaye iratları,
7. Diğer kazanç ve iratlar. (www.situs.com.tr)
Görüleceği üzere herhangi bir kazanç ve iradın kapsamına aidatlar girmemektedir. Kaldı ki öyle kabul edilseydi tüm yönetimlerin elde ettikleri aidatlar gelir kabul edilir ve vergisel yükümlülükler doğabilirdi. Bu bağlamda aidatların geç ödenmesinden elde edilen gecikme tazminatları da verginin konusuna girmeyecektir. Ayrıca yukarıda sayılan gelir türlerinde (7) numaralı Diğer Kazanç ve İratlar dışındaki tüm gelir türlerinde “devamlılık” esastır. Bu gelirler sürekli elde edildiğinde gelir vergisine tabi tutulur. Aidatların geç ödenmesinden dolayı hesaplanan gecikme tazminatlarında ise bu süreklilikten de bahsedilemez. “Bir bağımsız bölümden şu veya bu miktarda gecikme tazminatı bekliyoruz” şeklinde bir planlama ve öngörü içinde olunamayacağına göre süreklilik kapsamında da değerlendirilmesi söz konusu olamaz. (7) numaralı Diğer Kazanç ve İratlar ise GVK kapsamında sınırlı hususlarda düzenlenmiş olan değer artış kazançları ve arızi kazançlardan oluşmaktadır. Ancak bu düzenlemeler içinde de aidatların düşünülmesi mümkün değildir. Dolayısıyla aidatların geç ödenmesinden dolayı hesaplanan gecikme tazminatlarının gelir vergisine konusuna girmediği açıkça ifade edilebilir.(www.situs.com.tr).
Bu blogtaki yazılar bilgi paylaşımı amaçlı olup, danışmanlık olarak kabul edilemez. Hukuki olaylar, durumlar ve işlemler kendi içlerinde farklılık arz edebilir. Dolayısıyla blog yazılarındaki genel açıklamaların her zaman her şartta kesin doğru olarak algılanmaması gerekir. Verilen bilgilerden ötürü yaşanan hukuki sorunlardan ötürü SİTUS DANIŞMANLIK sorumluluk kabul etmez ve sorumlu tutulamaz.(www.situs.com.tr).
Commentaires